22 Kasım 2008

SON YILLARDA ACAİP BİR “REKTÖRLER” SENDROMU YAŞIYORUZ...


Üniversitelerimizde, tarihinin hiç bir döneminde, Darülfünunların açılıp açılıp kapatıldığı 1800’lerde bile (Bkz: M. Ali Aynî, Darülfünün Tarihi, Kitap Yayınevi), günümüzde yaşanan bir “rektör”ler sendromu yaşanmamıştır.

İçinde yaşadığımız son yıllarda, üniversitelerin temel sorunu ne YÖK’tür; ne de 2547 sayılı Yasa’dır. Sorun, “rektör”ler sorunudur.

Son dört yılda dört vahim vaka:

İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu, “yargı kararlarına uymamak ve hukuksuz işlem yapmak” suçundan Cumhurbaşkanınca görevden uzaklaştırıldı, Ergenekon tabir edilen davada gözaltına alındı, tutuksuz yargılanıyor.

Van YY Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın uzunca bir süre hapiste kaldı, aklandı ama Genel Sekreteri hapiste intihar etti.

9 Eylül Üniversitesi Rektörü Emin Alıcı, Sağlık Bakanlığı Müfettişleri tarafından, sistem kusuru işlemiş olduğundan mahkemeye intikal ettirildi.

Selçuk Üniversitesi Rektörü Süleyman Okudan, iş tedarikçileri arasında ANAP eski Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın yeğeni Mehmet Kutman’ın da bulunduğu “Okyanus” adlı tıbbi malzamaler ve güvenlik şirketinin karıştığı yolsuzluktan tutuklandı; “adalete güveniyorum” dedi.

Onlarcası, yargı kararına uymamak ve görevi ihmalden Savcılıklarca takibat halinde.

Liste belki de daha uzun. Bilmiyoruz.

İşte bu ahval ve şerait içinde İstanbul Üniversitesi rektör seçimlerine gidiyoruz. Oy’unuzu ona göre kullanın.

Biz üniversite üyeleri olarak, kim olurlarsa olsunlar, ne olurlarsa olsunlar, suçları veya suçsuzlukları ne kadar olursa olsun, rektörlüğün bu kadar abartılarak, şahlaştırılması ve aslen ve kanunen “yetkisiz” olduklarının bilincinde olmamalarından kaynaklanan bir rektörler sendromuna layık değiliz. İstanbul Üniversitesi rektörlüğü için oy kullanırken adayları işte bu ölçütlerle değerlendirin.

Bir kamu görevine aday kişinin vaatte bulunması “rüşvete teşebbüs” suçudur. “Ekip kurma ve ekip ruhu ile yönetme” vaadinde bulunması organize çete suçudur. Hukukun üstünlüğüne “inandığını” söylemesi aşikâr bir totolojidir ve “inanç”la ilgili olmayan pozitif bir toplumsal sözleşme unsurunu, yani hukuku dünyevîliğinden çıkartması demektir.

Oy! Zor!

Bir cerrahın ameliyat ettiği organın enfeksiyon kapmasından korktuğu gibi, hukuktan korkan; 2547 sayılı Yasayı Mahkeme kararları ışığında ve hükümlerine göre uygulayacak olan; gerekirse, İstanbul Üniversitesi’nin gücünü ve ağırlığını üniversitenin içine, bizlere değil; dışına gösterecek olan “temsilci ve noter” bir rektör için oy kullanın, bir daha “rektör sendromu” yaşamayalım.

14 Kasım 2008

SEÇİM 16 ARALIK'TA


Rektör Adayı Prof. Dr. Veysel BATMAZ'ın itirazı sonucunda, 15 Aralık 2008'de yapılması planlanan rektörlük seçimi 16 Aralık 2008 tarihine alındı ve Rektörlük tarafından resmen duyuruldu... Rektör Adayı Prof. BATMAZ'ın, diğer adaylara elektronik olarak duyurduğu ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Gülen ÖZALP ALAGÖZ'e telefonla yaptığı "gün itirazının" nedeni, dokuz gün sürecek bir Bayram tatilinin hemen ertesi gününe gelen 15 Aralık'ta katılımın az olacağı idi. Diğer adaylardan Prof. Dr. Yunus SÖYLET dışında, Rektör Adayı Prof. Dr. Veysel BATMAZ'ın talebine cevap veren olmamıştı. Rektörlük ise gereğini yapmak zorunda kaldı.

10 Kasım 2008

BİR REKTÖR’ÜN YAPACAKLARI:

10 Kasım 2009

İstanbul Üniversitesi
Kitap: Atatürk’e Armağan 1: Mustafa Kemal Atatürk ve Dil
Editörler: Olcas Süleymanov, Umberto Eco
Konferans: Edebiyat Fakültesi

10 Kasım 2010

İstanbul Üniversitesi
Kitap: Atatürk’e Armağan 2: Mustafa Kemal Atatürk ve Tarih
Editör: Arif Dirlik
Konferans: Edebiyat Fakültesi


10 Kasım 2011

İstanbul Üniversitesi
Kitap: Atatürk’e Armağan 3: Mustafa Kemal ve Coğrafya
Editörler: (Belirlenecek)
Konferans: Edebiyat Fakültesi ve Jeoloji Bölümü

10 Kasım 2012

İstanbul Üniversitesi
Kitap: Atatürk’e Armağan 4: Mustafa Kemal Atatürk ve İktisat
Editör: Orhan Kurmuş ve Süreyya Serdengeçti
Konferans: İktisat ve Siyasal Bilgiler Fakülteleri

08 Kasım 2008

Rektör Adayı Prof. Dr. Veysel BATMAZ: “Ameliyat yapmayı bilmekle üniversite yönetilmez.”


İstanbul Üniversitesi rektör adaylarının çoğunluğunun “cerrahî” kökenden gelmesini eleştiren Rektör Adayı Prof. Dr. Veysel BATMAZ, Zaman gazetesinden Nuriye AKMAN ile ulusal kültürü her gün yeniden sinsi sinsi bozuk ve iğdiş bir halde inşa eden “reyting terörü” konusunda konuştu.

Rektör adaylığının çok ciddi bir olay olduğunu söyleyen Rektör Adayı Prof. Dr. Veysel BATMAZ, “İstanbul Üniversitesi büyük ve köklü bir kuruluş ancak bu kök son 20 yıldır çürüme eğilimine girdi” dedi. Sonunda hukuksuz rektörlük bedeli olarak milyarlarca lira tazminat ödemeye mahkûm olan ve görevlerinden yargı kararına uymamak nedeniyle alınan, elinde neşter, hukuk bilgisinden yoksun insanların nasıl olup da hangi cesaretle bu işe soyunduğunu çok merak eden Prof. BATMAZ, “üniversitede huzur da, para kazanmak da hukuk ile olur; 2547 sayılı Yasa’nın döner sermaye hükümleri adeta her öğretim üyesini para kazanmaya itiyor; ama bu yasa elinde neşter, hukuktan bihaberler tarafında tersinden cendere gibi uygulanıyor” dedi. Arkasında Başbakanların olduğunu söyletenlere de, hukuk ile ilgili yazdıklarını yeniden okumalarını tavsiye etti. Ve ekledi: “Burası İstanbul Üniversitesi’dir, bir zamanların 2. Başbakanlığıdır; ağırlık ve nitelik olarak birincisine yol gösterir” dedi ve sordu: “Aday Prof. Dr. Yunus SÖYLET’in şu iki cümlesi ne demektir?”:

1. “Hukukun üstünlüğüne inanan bir Rektör, kanunun korumakta yetersiz kaldığı hakları dahi sahibine teslimde tereddüt etmez.”

2. “Hukukun üstünlüğüne inanan bir Rektör, birlik ve beraberliğimizi ortadan kaldırmak için hukuku gerekçe göstererek her değeri sarsmaya çalışanlarla kararlı bir biçimde mücadele eder...”
(Kaynak: Aday Prof. Söylet’in 29 Ekim 2008 kutlaması mektubu)


Üniversitenin, çok düzenli ve hijyenik olması gereken bir ameliyathane gibi görülerek, toplumsal ve kurumsal analizin ve eleştirinin İstanbul Üniversitesi dışına, cerrahîler ve hukuktan bihaberler tarafından kovulduğunu söyleyen Prof. Dr. Veysel BATMAZ, artık İstanbul Üniversitesi’nde, Türkiye’nin en büyük bilimadamı Mustafa Kemal ATATÜRK’e ve Dr. Reşit GALİP’e yaraşır bir yönetim ve bilim tarzının oluşturulmasına çalışılması gerektiğini ve bunun da rektörlük seçiminde hukuktan yana ve hukuku bilen aday için “oy” kullanmakla olacağını söyledi. Diğer adayların hepsinin HUKUK ile sorunları olduğunun bariz olduğunu söyleyen ve karar verici öğretim üyeleri ile yüz yüze yaptığı görüşmelerde bu sorunları tartışan bir rektör adayı olarak, “rektör olduğumda tartışan bir rektör olacağım, empoze eden bir rektör kattiyen olmam. İstanbul Üniversitesi’nde herkes kazanacak; derhal ünvan kazanacak, akademik haz kazanacak, para kazanacak, saygın bir kimlik kazanacak, hepsi bu Yasa’nın i.çinde var” dedi. Ve ekledi: “Diğer adaylara bakıyorum, hukuk ile ilişkileri pek yok; oysa rektörlük akademik bir ünvan değil, hukukî ve yasa ile ilgili bir makamdır. Görevi, yetki kullanmak değil, sorumlu ve temsilî işlem yapmaktır. Noterdir.”

Rektör Adayı Prof. Dr. Veysel BATMAZ’ın, adeta “üniversite”nin içinde bulunduğu duruma çok benzer bulduğu Türkiye’deki medya yapısında en sağlıksız boyut olan reyting sistemi ile ilgili Zaman’daki röportajın ilk bölümü için lütfen tıklayın:

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=758063&title=reyting-teroru-silahli-terorden-daha-tehlikeli

















01 Kasım 2008

75'inci yılında İstanbul Üniversitesi'nde neler oluyor?

Yalçın Bayer'in Haberi:

"75 yıl önce bugün, 1 Kasım 1933'te Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle, dönemin ilerici Maarif Vekili Dr. Reşit Galip tarafından kurulan, 60.000'e varan öğrencisi, on binlerce hektar kampus alanı ve 5.500 öğretim üyesi ve yardımcısı ile dünyanın en büyük üniversiteleri arasında sayılan İstanbul Üniversitesi, 75. yılına muamma dolu uygulamalarla ilginç bir seçim dönemine giriyor. Rektör Prof. Mesut Parlak'ın görev süresinin bitimine iki buçuk ay kala iki rektör yardımcısının (Prof. İrfan Papila ve Prof. Erhan Güzel), hiçbir açıklama yapılmadan görevden alınması ve bu olaydan bir hafta kadar önce üniversitenin arşivinde çıkan yangının boyutları hakkında basına bilgi verilmemesi dikkat çekiyor.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, "rektör ataması yetkimi sağlıklı kurumlara bırakmak istiyorum" biçimindeki sözleri sanki yaklaşan İstanbul Üniversitesi rektör seçimi için söylemiş olduğu kanısı yaygınlaşırken, seçimde 2.300 öğretim üyesinin oylarına talip 12 aday yarışıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın aile doktoru Prof. Dr. Yunus Söylet ile iletişim bilimci ve kamu yönetimi uzmanı, Liverpool John Moores University ve Beykent Üniversitesi'ni kuran Prof. Dr. Veysel Batmaz bu yarışta söylem olarak öne çıkıyor."

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/10258613.asp?yazarid=42&gid=61&sz=4610