29 Haziran 2008

"YENİ" İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

Prof. Dr. Veysel Batmaz
İ.Ü. İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Başkanı;
Beykent Üniversitesi Kurucusu ve eski Dekanı ve Mütevelli Heyeti eski Üyesi;
İstanbul Üniversitesi eski Senatörü



YÖK’ün kuruluşundan bu yana, İstanbul Üniversitesi “sehven” yönetildi. Etkisiz, verimsiz, sıradan ve sıkıntılı.

Yeni İstanbul Üniversitesi’ni artık BÖLÜM BAŞKANLARI ve ANABİLİM DALI BAŞKANLARI yönetecek.

Yeni İstanbul Üniversitesi üç akademik yapıya (sağlık bilimleri; sosyal bilimler; fen ve teknoloji bilimlerine) bölünerek, koordine edilecek.


Yeni İstanbul Üniversitesinde akademik karar ve işlem akışı, anabilim dalları ve bölümlerde başlayacak, Senato’da sonuçlanacak. Dekanların ve Rektörün bu karar akışına hiç bir müdahalesi olmayacak. Senato gündemini bölüm başkanları yapacak. Dekanlar ve Rektör Yardımcıları, ilgili birimlerdeki (bölüm ve anabilim dallarındaki) tartışmalar doğrultusunda, o birimlerin ortaklaşa saptayacağı kişiler olacak.

Bu yeni sistem, 2547 sayılı Yasa’nın, bugüne kadar uygulanmayan, bilinmesi istenmeyen amir hükümlerinin uygulanmasından ibarettir.

Son 25 yıldır, öğrencilere, öğreticilere, bilimcilere, ve çalışanlara ayırım yapmaksızın, kendi yandaşlarına akıl almaz iltimaslar yaparak, idare-i maslahatçı Rektörlerin üniversitesi oldu, eski İstanbul Üniversitesi.

Bu eski üniversitenin Rektörü “yargı kararlarını uygulamama” gerekçesi ile Cumhurbaşkanı tarafından görevden alındı.

Bu eski üniversitenin Rektörü, “yargı kararlarını uygulamama” gerekçesi ile Danıştay 1. Dairesi’nce yargılanmasına hükmedildi.

“Hukuk devletinden” başka bir “ideoloji” tanımadıklarını söyleyen rektörlerin yüzüne yüzlerce Mahkeme kararı, bu üniversitede yapılan idari işlemlerin kâhir ekseriyetinin “hukuka açıkça aykırı” olduğunu haykırdı, durdu.

İstanbul Üniversitesi üzerine ölü toprağı atılmışçasına, ülke sorunlarına ve bilimsel yaklaşımlara, klişe sloganların ötesinde dönüp bakmadı bile. Tek tük bilimcilerimiz hassas ve önemli konulara eğildiler ama ortaya “öncülük” eden bir üniversite çıkmadı.

Bir zamanlar “ikinci başbakanlık” denilen, Anayasalar yapmış, yayınladığı bildirilerle çağdaş uygarlık düzeyine çıkmak için ülkeyi düzenlemiş olan İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, son 25 yılda, zurnanın son deliği haline getirildi.

Yaşananlar yaşandı, bir daha yaşanmayacak. Bu üniversitenin yeni rektörü kim olursa olsun yaşanmayacak.

Artık, öğrencisi, bilimcisi, öğretimcisi, çalışanı ile, Türkiye için, yeni bir İstanbul Üniversitesi’ne ihtiyacımız var.

Önümüzdeki rektörlük seçiminde, 2547 sayılı Yasa’yı değiştirmeden yeni bir İstanbul Üniversitesi’ni kurmak için seçiminizi yapın. Bu olanak var. Üniversite’nin akademik alt yapısına ve maddi varlığına yönelik tüm kararları alttaki kurullar alacağından bu konuda, bir rektör adayının, “şunu yapacağım, bunu yapacağım” diye çocukça söz vermesi abestir. Zaten, bugüne kadar yaşadıklarımız da, verilen sözlerin tutulmadığını göstermektedir. Bölümler kadro isteklerini gerekçeli olarak ve öğrenci sayısına göre tanımlayacaklardır. Bu nedenle, istenen ve gerekçelendirilen her kadro verilecektir. Öğrenci Konseyi Temsilciliği de, aynı süreçleri, öğrenciler arasında yaygınlaştıracaktır. Aynı zamanda bir Çalışanlar Konseyi Temsilciliği kurulacaktır. Önerilerimin hepsi, bu Yasa’nın içinde ve hukuka uyarlıdır:

Yeni İstanbul Üniversitesi’ni artık BÖLÜM BAŞKANLARI ve ANA BİLİM DALI BAŞKANLARI yönetecek.

Evet ! Yeni İstanbul Üniversitesi’ni artık BÖLÜM BAŞKANLARI ve ANA BİLİM DALI BAŞKANLARI yönetecek. Dekanlar, Bölüm ve Anabilim Dalı Başkanlarının, Rektörlükle irtibatlarını sağlayan, fakültelerin alt yapılarını denetleyen, araç-gereç temin eden irtibat ofisleri haline dönüştürülecek. Bu durum 2547 sayılı Yasa’nın Dekan’ın yetki ve görevlerini tanımlayan 16. maddesine ve Bölüm Başkanı’nın bölümü idare etme yetkisi veren 21. maddesine uygundur. Bölümler başkanlarca yönetilince, geriye rektörün veya dekanın yöneteceği bir şey kalmaz. Yasaya göre Bölüm Başkanlarını, Anabilim Dalı başkanlarının yazılı görüşlerini alan Dekan atar. Ancak bu atama, anabilim dalları başkanlarına karşın olamaz. Dekanları da rektörün üç adayı arasından YÖK atar. Bu üç aday bundan sonra, bölüm başkanlarının onayladıkları adaylardan seçilecektir. Kısacası 2547 sayılı Yasa, üniversitenin zaten bölüm ve ana bilim dalı başkanlarınca yönetildiğini amir hüküm haline getirmiştir. Bu, bilinmeyen veya bilinmesi istenmeyen yasal husus, artık bilinir kılınacak ve uygulanacaktır.

Bu yasaya göre Dekan ve Rektör sadece “disiplin amiridir” ve kurul kararlarını uygulamaktan başka bir yetkileri yoktur. Disiplin işlemleri de üniversitenin kurulları aracılığı ile yürütülecektir. Resen, ne Rektör, ne de Dekan, soruşturma açamayacaktır.

Yeni İstanbul Üniversitesi üç akademik yapıya bölünerek, koordine edilecektir.

Yeni İstanbul Üniversitesi üç akademik yapıya bölünerek, koordine edilecektir. Üç rektör yardımcısı bu üç akademik yapının koordinatörleri olacaktır:

Sağlık Bilimleri Rektör Yardımcısı: Sağlık bilimleri fakültelerinin (Tıp, Diş Hekimliği, Veteriner, Eczacılık ve Adli Tıp ve bağlı merkez ve enstitüler) kendi içlerinden seçeceği bir profesör olacaktır. (İKİ YIL ÇAPA, İKİ YIL CERRAHPAŞA KAMPÜSÜ)

Sosyal Bilimler Rektör Yardımcısı: Sosyal, yönetsel ve beşeri bilim fakültelerinin (Hukuk, İktisat, Edebiyat, İletişim, Eğitim, İşletme, Siyasal, İlahiyat) kendi içlerinden seçecekleri bir profesör olacaktır. (MERKEZ KAMPÜSÜ)

Fen ve Teknoloji Bilimleri Rektör Yardımcısı: Teknik eğitim yapan fakültelerin (Mühendislik, Fen, Su Ürünleri, Orman) kendi içlerinden seçecekleri bir profesör olacaktır. (AVCILAR KAMPÜSÜ)

Bu rektör yardımcıları, Bölüm Başkanları ve Anabilim Dalı başkanlarının koordinatörlüğünü ve rektörlükle ilişkilerini, sadece irtibat ve iletişim açısından yerine getireceklerdir. Her biri, birimlerindeki aksaklıklardan sorumlu olacaklar fakat aksaklıkları Başkanlar aracılığı ile çözeceklerdir. Dekanların, Yasa’nın 16. maddesindeki görevlerinden başka bir iş yapmaları kesinlikle önlenecektir. Rektör Yardımcıları ita amiri olacaklar ve Bölüm istek ve harcamalarını sadece hukuk açısında uyarlılıklarını denetleyecekler ve reesen harcama yapamayacaklardır.

Rektör, üniversitenin akademik işleyiş ve yapı dışındaki tüm işlem ve eylemlerinden sorumlu olacak ve Senato’nun aldığı kararları uygulayacak; Senato’nun gündemini belirlemeyecektir. Senato toplantıları bazı durumlarda saatlerce sürecek, bir konu lâyıkıyla ve hukuken tartışılmadan işlem haline getirilmeyecektir. Genel Sekreter de yasanın kendisine verdiği görevleri ifa edecek, akademik işlerle uğraşmayacaktır.

Yeni İstanbul Üniversitesinde akademik karar ve işlem akışı, anabilim dalları ve bölümlerde başlayacak, Senato’da sonuçlanacaktır. Dekanların ve Rektörün bu karar akışına hiç bir müdahalesi olmayacaktır.

Senato gündemini Bölüm Başkanları yapacaktır.

Anabilim Dallarının kurulları ihtiyaç, sorun ve isteklerini, resmi haftalık toplantılarında tutanakla yazılı hale getirecekler.

Bölüm Başkanı bu istekleri ve tutanakları Bölüm kurullarında tartışarak son kararı verecek ve ilgili rektör yardımcısına bildirecektir. Rektör yardımcısı, tutanaklı isteği hiç değiştirmeden, Rektörün görüşünü bile almadan, Senato’ya sunacak, gerek varsa Yönetim Kurulu’na taşıyacaktır. Rektör tüm bu süreçlerde Yasanın kendisine verdiği görev ve yetkileri yapacak ve primus interpares olarak, üniversiteyi temsil edecektir.

Dekanlar ise, bu karar akışına Yasa’nın 16. maddesinde belirtildiği gibi karışamayacak ve kararı değiştiremeyecektir. Dekan, sadece, fakültenin "temsilcisi, koordinatörü, denetmeni ve gözetmeni ve kurul kararlarının uygulayıcısıdır" (2547-madde 16). "Disiplin amiri" olarak, sadece aksaklık ve işleyiş bozuklukları saptadığı zaman soruşturma açtırtma yetkisine sahiptir. Bu kararı, kurul kararı alarak yerine getirebilecektir.

Dekanlar, Anabilim dalı Başkanlarının ve Bölüm Başkanlarının yazılı ve gerekçeli istemleri ile atanacaktır. Dekanlar bölüm başkanlığı ve anabilim dalı başkanlığını üstlenemeyeceklerdir.

Üniversite’yi "genel olarak" ilgilendirmeyen bütün alım-satım; döner sermaye ve ihale işleri Bölüm Kurulları’nın talep ve kararları doğrultusunda ve ihale komisyonlarına bizzat üye göndererek yapılacaktır. Rektör Yardımcıları bu ihale koordinasyonun üstlenecektir.

Üniversite ne olup biterse hepsi herkes tarafından bilinecektir. Soruşturmalar gizlenmeyecektir. Tüm kurul kararları, Bilim Dalı kurullarından, Senato'ya, yayınlanacaktır. Bilimsel etik dışındaki soruşturma konuları idari olarak soruşturulmayacak sadece incelenerek, mahkemelere havale edilecektir. Meslekdaşın meslekdaşa tecziyesi, bilimsel etik dışı işlem ve eylemler dışında, tamamıyle ortadan kaldırılacaktır.

Bu yeni sistem, 2547 sayılı Yasa’nın amir hükümlerinin uygulanmasından ibarettir.

Yukarıda sunulan sistem aslında 2547 sayılı Yasa’nın amir hükümlerinin uygulanmasından ibarettir. Bu sistemde, Başkanların tartışma süreci içinde aldıkları kararları, Dekanlar, Senato’da tartışma ve karara bağlama gücüne sahiptirler. Ayrıca Senato’nun dekan dışı üyeleri de fakültelerde ve birimlerde önemli hale gelmektedir. Böylece, akademik işlem ve kararlar, başkanlar, dekanlar ve senatörlerce tartışılacağı bir süreçten geçerek işlem haline dönüşeceklerdir. Bu tam anlamıyla, Anayasal kuvvetler ayrılığının üniversite içinde uygulanmasıdır. Başka bir deyişle, bu sistem halihazırdaki Anayasal ve Yasal tüm mevzuata uygun olarak, “denetleme ve dengeleme” (checks and balance) ilkesi üzerine oturtulmuştur.

Görüldüğü gibi, yukarıdaki sistem, ne 2547 sayılı Yasanın değiştirilmesini gerektirmekte, ne de akademik özgürlük ve özerkliği yok etmektedir. Tersine, tartışma sürecini en alta indirerek, bütün öğretim üyelerinin karar ve işlemlerde eşit ve dengelenmiş işlevlerini ortaya çıkartmaktadır. Bu sistem açıkça bazı birimlerde de uygulanmakta fakat üniversitenin geneline, bugüne kadar rektörlerin “iktidar alanını elinde tutma” ve tıplılarda bulunan “ilahî yaratıcılık sendromu” nedeniyle yaygınlaştırılmamaktadır. Dekanlar bu eski sistemde, kendilerinde hukuken ve yasal olarak bulunmayan bazı yetkileri kendi kendilerine “vehim” etmekte; çalışanlar da bu yetkileri onlara atfetmektedir. İçinde yaşadığımız, atıl, sıkıntılı, makyajlı ancak verimsiz ortam bu nedenle ortaya çıkmaktadır.

Yeni bir İstanbul Üniversitesi, Bölüm ve Anabilim dalı başkanlarının tüm kurullarda tartışılarak ve karara bağlanarak süzülen alttan üste karar ve işlem akışı ile kurulacaktır.

Bu akış içinde Rektör’e, üniversiteyi dışa temsilcilikten ve genel politikalar oluşturmaktan ve uyarılarda bulunmaktan başka bir iş düşmeyecektir. Her şey en alt birimlerde tanımlanacak ve Senato’da sıkı bir tartışmadan sonra uygulamaya konulacaktır. Hayati kararların alınması bazen haftalarca sürecektir. Bu tartışma ortamı, interaktif bir Internet sitesi ile sağlanacak, kurul kararları bu sitede yayınlanacak ve "gizli gündem" oluşmayacaktır. Alınacak kararlarda görüş bildirmek ve savunmak bir yetki, hak ve görev haline getirilecektir.

İşte o zaman, Yeni İstanbul Üniversitesi’nde, sağlam bir bilimsellikle, tartışma içinde süzülen ve en kristalize hale gelen işlemler, Türkiye’nin de önünü açacaktır. YÖK’e örnek olacaktır.

O zaman, İstanbul Üniversitesi, yine “ikinci başbakanlık” koltuğuna oturur ve “yeni” ve çağdaş olur. Rektörleri “yargı kararlarına uymamaktan” görevden alınmaz. Mustafa Kemal’in araştırmalarını ve hedeflerini daha da ileriye götürür. Uluslararası sıralamada ilk elli arasına dört yılda girer. Öğrencisi, bilimcisi, öğretimcisi, çalışanıyla övünülecek düzeye gelir.
Üniversiteyi Bölüm ve Anabilim Dalı Başkanlarıyla yönetmeyeceğim; üniversiteyi bilfiil onlar yönetecek !

EL VERİN,
OY VERİN...
Y-EN-İYİ
KURALIM...

Rektör Adayı Prof. Dr. Veysel Batmaz kimdir?

Mehmet Veysel Batmaz, 1953 yılı Bursa doğumlu.

Merinos İlkokulu 1964 ve Kadıköy Maarif Koleji (şimdiki Kadıköy Anadolu Lisesi) 1973 mezunu.

University of Maryland’in Karamürsel Kampus’unda bir yıl sosyoloji, felsefe ve işletme okudu.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nü Şeref Diploması ile 1979’da bitirdi.

Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Halkla İlişkiler ve Gazetecilik Yüksek Okulu’nda (şimdiki Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi), Aydın Güven Gürkan’ın müdürlüğünde 1979’da asistanlığa başladı.

Mülkiye’de (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi- Basın Yayın Yüksek Okulu- şimdiki A.Ü. İletişim Fakültesi) hem asistanlık yaptı (1980-86), hem de SBF’den Yüksek Lisans (1982) ve Doktora (1987) diploması aldı. Doktora Tezi, “Kitle İletişiminin Üniversite Öğrencileri Üzerinde Siyasal Etkisi-Ampirik Bir Model Denemesi”

University of Pennsylvania-Annenberg School for Communications’da Fulbright bursu ile George Gerbner’in asistanlığını (1982-92) yaptı; Annenberg’den “Master of Communication” (ikinci Yüksek Lisans) diploması aldı (1985). Master Tezi, “Fas-Marakeş’te Televizyonun İlkokul Çocuklarına Etkisi”

Jürgen Habermas’ın, Yugoslavya-Dubrovnik’te, 1982 ve 1983 yazlarında kısa dönemli seminer öğrencisi oldu.

Amerika Birleşik Devletleri’nden dönüşü ertesinde, 1986 yılında üniversite’den istifa etti. Reklam sektöründe araştırma müdürü olarak çalıştı (Manajans/Thompson), kendi iletişim ve araştırma şirketini (Panajans) kurdu. 2000 yılına kadar, Verso şirketi (Dr. Erhan Göksel) ile birlikte çok çeşitli siyasal ve kamusal iletişim kampanyası düzenledi ve ülkenin önemli siyasilerine danışmanlık yaptı.

1990 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nden doçent oldu. Boğaziçi, Anadolu, Marmara, Maltepe üniversitelerinde 1986-2004 yılları arasında ders verdi.

1994-99 arasında, Sefa Sirmen başkanlığında, İzmit Büyükşehir Belediyesi Danışma Kurulu üyesi olarak görev aldı.

1993-97 arasında Liverpool John Moores Üniversitesi Beykent Kampusünün kurucusu, Akademik Direktörü oldu ve Mütevelli Heyeti üyeliğinde bulundu.

1995-99 arasında T.C. Beykent Üniversitesi kuruluşunda üç kurucudan biri olarak görev yaptı ve Güzel Sanatlar Fakültesi kurucu Dekan’ı ve Mütevelli Heyeti üyesi oldu. 1997 yılında profesör oldu.

2000 yılında, 1995’ten beri yarı-zamanlı ders verdiği İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde tam zamanlı profesörlüğe atandı. 2004-2007 arasında İstanbul Üniversitesi Senatörü olarak görev yaptı.

İletişim, sosyal psikoloji, medya, uluslararası ilişkiler-siyaset ve Türk dili üzerine yayınlanmış 11 kitabı, modernite ve sosyal psikoloji üzerine 2 derleme ve çeviri kitabı, yüzlerce makalesi ve katıldığı konferanslarda sunduğu elliye yakın tebliğ’i var.

CEM (Cultural Environment Movement Vakfı-USA); TÜRSAK (Türkiye Audio-Visiuel Sinema Kültür Vakfı); Bilişim Vakfı; Tarih Vakfı kurucu üyesi ve TÜRSAK Yönetim Kurulu Üyesi.

Ural Devlet Üniversitesi (Ekaterinburg-Rusya), Akdeniz Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi öğretim üyeleri tarafından kurulan ve sürdürülen Non-Western Perspectives in Mass Communication (Kitle İletişiminde Batı-dışı Yaklaşımlar) konferanslarının kurucusu ve eş başkanı.

Verso-SAM’ın, Çin işlerinden sorumlu fahri danışmanı.

2007 yılında, Rektör Mesut Parlak tarafından, İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Başkanı iken, “görevden uzaklaştırma,” “yönetim görevinden ayırma” ve “görevden çekilmiş sayma” cezaları ile İstanbul Üniversitesi’nde kamu görevi yapamaz duruma getirildi ve 1 Kasım 2007’de kovuldu. Açtığı dört idari davayı kazanarak, 29 Mayıs 2008 tarihinde göreve tekrar başladı. Ayrıca, Rektörlerin ve YÖK’ün “Vekil Dekan” atama işlemlerini idari mahkemeye iptal ettirdi.

Halen, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm başkanı ve rektör adayı.


Prof. Dr. Veysel Batmaz’ın kitapları:

Telif Eserler:

Medya Türkiye’ye Düşman Yetiştiriyor, Salyangoz Yayınları, Nisan 2008

Kıbrıs’ı Verelim Musul’u Alalım, Salyangoz Yayınları, Şubat 2008

Atlantis’in Dili Türkçe, (C. Batmaz ile birlikte), Salyangoz Yayınları, Ekim 2007

Medya Popüler Kültürü Gizler, Karakutu Yayınları, İstanbul, Mart 2006

Yanlış Medyada Doğru Söylenmez, Naos Yayınları, İstanbul, Nisan 2004

Karartma- Rtük Rütüklenemez, Karakutu Yayınları, İstanbul, Ekim 2003

Medyaya Düşman Yetiştiriyorum, Karakutu Yayınları, İstanbul, Nisan 2003, İkinci Baskı, Ekim 2005

War and Peace in Television: Cultural Indicators of Television in Turkey-A Content Analysis of Reagan and Gorbachov Summit, NATO Publications, Brussells, 1997, mimeograph.

R & D Level of Turkish Telecommunications and Enformatics Sector, (with Asu Aksoy) TÜBİTAK-TTGV (World Bank), 1996, mimeograph.

Televizyon ve Aile: Elektronik Hane (Asu Aksoy ile birlikte), T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Yayınları, Ankara, 1995

Ben ve Toplum-Sosyal Psikoloji, (Galip İsen ile birlikte ders kitabı-ilk baskı Barlas Tolan ile), Teori-VERSO Yayınları, Ankara, 1985; İkinci Baskı, OM Yayınları, İstanbul, Ekim, 2002; 3. Baskı Salyangoz yayınları, 2006

Çeviri ve Derlemeler:

Stanford, Milgram, Şerif ve Asch, Otoriteryen Kişilik, (Derleyen ve Önsöz “Adorno’nun Sarkacı”: Veysel Batmaz; Çeviren: Mehmet Gürkaynak ve Veysel Batmaz), Salyangoz Yayınları, Mayıs 2006

Arif Dirlik, Global Modernite ve Sosyalizm, (Derleyen, Çeviren ve Önsöz “Radikal Geçmişler”: Veysel Batmaz), Salyangoz Yayınları, Mayıs 2006

Haziran 2008